Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Evrensel Mutluluk

Fotoğraf: Carl Sagan ve Ann Druyan,   Cornell Universitesi , Ithaca, NY (1988) Dünyanın neresine giderseniz gidin gülümseme insanda güzel hisler uyandıran bir eylemdir. Hatta belki de evrenin başka yerlerinde bile bu böyledir! Ne dersiniz?  ''Gülümseme her şeyi düzelten bir eğridir.'' Söz Phyllis Diller tarafından.

Blog Kitap | Nietzsche Ağladığında

Bu kez blogda bilimsel bir kitap yerine felsefi- psikolojik, düşünsel bir roman var. Kitap çok ağır bir dile sahip değil fakat oldukça düşünmeye iten sürekleyici bir yapıt. Tarihsel bir karakter olan Dr. Breur ve Nietzsche arasında geçen diyalogları bazen bir kaç kez okuma gereği duyabilirsiniz. Ümitsizlik, hayat, tutkular üzerinde oldukça yoğun duran bu romanı okumadıysanız bir an önce okumalısınız. Bazı kitaplar düşünce dünyamızda iz bırakır bu kitabında bu etkiye sahip olduğunu düşünüyorum. Kitabın ismini yazarın eşi önermiş, romanın son cümlelerini okurken bu ismin kitap için ne kadar doğru bir seçim olduğunu fark edeceksiniz. Bu arada filmi de var fakat önce kitabı okumak daha anlamlı olacak gibi. Aşağıya bazı alıntılar bırakmak istiyorum kitaptan.  --- Ölmeliyiz fakat doğru zamanda.. Nietzsche : Ölmeliyiz,fakat doğru zamanda.Ölüm, kişi hayatını tamamladıktan sonra korkunçluğunu yitirir. Hayatını tamamladın mı? Hayatını yaşadın mı? Ya da onun tarafından yaşatıldın mı? ...

Sınırlı Anlar

İstanbul Üniversitesi Bilim ve Fen Topluluğu olarak , Şanlıurfa'da bir köy okulunda gerçekleştirdiğimiz bir proje akşamı şöye bir not düşmüşüm. Bugün 20 kişi okuldan çıkıp konaklayacağımız yere giderken yoldan geçen bir traktörün arkasına bindik. Hafif üşütücü bir hava, burnuma gelen toprak kokuları ile oldukça maceralı bir seyahat oldu. Bir ara çevremde bağrışanların arasından sıyrılıp gökyüzünde belirmiş binlerce yıldıza baktım. Bu kadar bedelsiz ama bir o kadar güzel anlar halen yaşanabiliyormuş. Çok sevdiğimden bir sahneyi hatırlatmıştı bana bu anım, merak ediyorsanız izlemek için tıklayın.  :)

Zihnimizde Yer Edinenler

Facebook'un -bence- daha güzel olduğu 6 yıl önce NASA ve türevlerinin adlarını taşıyan grupların birinde Türk asıllı bir Alman ile tanışmıştım. Bunu fark ettikten sonra biraz bildiği için Türkçe konuştuk, çok sağlıklı olmasa da internetten çok ileri düzeye giden bir arkadaşlığımız olmuştu. Aynı yaşlarda, aynı bölümleri yazan gençler olarak hayatımızda sürekli değişimler oldu ve bazen konuşamasakta iletişim bir şekilde hep devam etti. Bazen 4-5 ay konuşamadık. Bir kez benim Berlin'e gitme denemem başarısız oldu, bir kez o İstanbul'a geldi ben iç hatlar gidiş uçağına binerken o dış hatlar geliş salonuna ayak basıyordu. Bir kez o bizim bölümden fotoğraf gönderdiğinde ben İstanbul'dan 1380 km uzaktaydım. Ama geçen yıl nihayet ikimizde aynı anda aynı konumda idik. Zamanlaması inanılmaz kötü idi ama bu kez başarmıştık, beraber bir astrofizik dersine bile girdik. Android cihazımız olmadığında yurt dışı konuşma paketleriyle, sonrasında Viber ve Skype gibi uygulamalarla l...

Bir Anneler Günü Mesajı

Görsel: Uzaya giden ilk anne. Lise eğitimine kadar beni ders çalıştırdı. Ama öncesinde her zaman bana destek oldu. Herkesin garip bulduğu dergi ve kitaplara tüm paramı harcamamı -çoğu kez ondan aldığım ek harçlıklar da var tabi- hiç yadırgamadı, aksine daha fazla destek olmak istediğini söylerdi. İlk kez benimle duyduğu astronomi adında bir şeye çok fazla zaman, enerji ve bazen de para harcamamı herkes ilerisi olmayan bir çocukluk uğraşı olarak görürken o yalnızca mutlu olup guru duydu. Herhalde hiç ders çalış dememiştir bana. Çok dürüst olduğumdan değil ama asla ona yalan söyleme ihtiyacı hissetmedim. İşler ciddiye bindiği üniversiteye geçiş senesinde akrabaların, dostların 'mantıklı' ve geleceği garanti makul önerilerini duyduğunda tek yaptığı bana bakmak oldu; benim görüşüm ve yanıtım onun duruşuydu çünkü. 4 yıldır İstanbul'dayım, herhalde aramadığı gün sayısı bir elin parmağı kadardır. Her kadın gibi onunda sevdiği takılar, yakıştırdığı kıyafetler ve yapmaktan h...

Kalıcı Olan Ne var ki?

Temel Astronomi dersinde yapılan bazı etkinliklerden küçük görüntüler. Daha önce farklı farklı yerlerde birçok öğrenciye astronomi anlatma şansım oldu. Ama bu macera ötekilerden biraz farklı sanırım. Bilge Çocuk'un mezuniyet programında ilk kez kendimi, 'öğreten' biri gibi hissettim. 2 yıl birlikte temel astronomi dersi işledikten sonra öğrencilerimin bir kısmı mezun oluyor. Onlardan çok şey öğrendim ve bunların en önemlisi de umutlu olmaya dair. Bunlarla beraber ilginç bir his belirdi bende. Bu hissi en son yıllar önce, 8 yıllık sınıf arkadaşlarımdan ayrılırken, liseye geçerken duyduğumu hatırlıyorum. Her şeye rağmen güzel giden, aksiliklerin arasında küçük ama güzel bir detay, hayatının düzenli kısmından bir kesit...  Bu düzenli ve güzel işler hayatının doğası gereği son bulduğunda geliyor bu his. Bunları okurken oldukça duygusal biri olduğumda karar kılmış olabilirsiniz. Bununla beraber bir kısım arkadaşlarımın 'her şeye mantıksal çerçeveden bakamazsın' uy...

Geriye bakınca

İşte Yer Güneş'in etrafında bir turunu daha tamamlamak üzere. Belki size de oluyordur, uzun zaman dinlemediğim müzikleri bir anda dinleyince hiç gitmediğim bir yere tekrar gittiğimde anıları anımsamaktan ziyade o zamanki ruh halimi de anımsıyorum. Belki de beyine anılar, müzikler, kokular ve mekanlar ile beraber kodlanıyor... Neyse, bugün baktığımda aslında çok önemsiz olan bir problemim varken (problem bile değilmiş) Görsel Sanatlar öğretmenim 'Değişmeyen tek şey değişimin ta kendisidir' demişti. O zamanlar böyle bir söze çok ihtiyacım vardı. Dinlediğim müzikler, alışkanlıklarım, düşüncelerim ve daha başka şeyler değişti o günden bugüne. Bu değişimin farkına ancak geriye dönüp bakınca varıyoruz. Çünkü her zaman geriye bakmaktan bizleri alıkoyan bir şeyler var ileride. Kariyer planları, daha iyi bir model telefon vs. Hayat bu istekleri tamamen terk edecek kadar güzel de değil tamamen bunlar için yaşayacak kadar değersiz de... Bu değişimlerin en ilginç olanları da (...

Masmavi Bir Gezegen

Masmavi Bir Gezegen - 16 - ''Sen ve ben, ikimiz gidelim gel de sen Çok uzak küçücük orası masmavi bir gezegen. Gündüz güneş sımsıcak, geceyse Ay varmış gökyüzü ışıl ışıl'' Bu dizelerden sonra Boğaziçi Caz Korosu'nun bu güzel videosunu tavsiye ederim.

Hey Jodie!

Arkadaşlarım, örnek aldığım hocalarım, yazarlar, sanatçılar... Modern adıyla tükenmişlik sendromu yaşıyorlar. Aslında bende uzunca bir süre bu psikolojik hastalıkla uğraştım ve yakın zamanda üzerinden attığıma ikna oldum. Umutsuzluk her zaman şiddetle karşı çıktığım bir şey oldu ama bu kez insanlar umutsuz olmak için oldukça yeterli gerekçelere sahipti. Muhalif olamadım ve üstelik bende aynı sorunu yaşıyordum. Bu durumdan kurtulmam bir sürü anı yazmayla, bir kaç kitap ve bazı çok özel filmlerle oldu. Yaşanan tüm sorunlara rağmen üstelik oldukça gerçekçi bile baksak hayata, umut dolu olmak mümkün. Bizler doğup, büyüyen, tüketip üreten canlılardan çok daha fazlasıyız. Kozmolojik açıdan pek bir önemi olmasa da bugün koca bir yılın ilk günlerinden... Zihninizde zunca bir süredir dokunulmamış düşüncelere, ideallere tozlanmadan el atma zamanı. Bu arada yeniden bir çocukluk aşkı paylaşımı yapıyorsam savaşı kazanmışım demektir. Ah Jodie biraz erken davranmışsın gezegene gelmek için.

Güzel İnsanlar Neredeler?

Ortaokulda bir müzik öğretmenim vardı. Hiç abartmıyorum, kadına bakınca insan huzur doluyordu. Ses tonu çok iyiydi... Bize arada şarkı söylerdi. Nilüfer'in Caddelerde Rüzgar'ını, Beethowen 9. Senfonisi, Azerbaycan Türküsü.. hepsini ondan duymuştum ilk. Çok pozitif, güler yüzlü ve iyimserdi. Şarkı söyleyince de bambaşka biri olurdu. Arada bize de söyletirdi; ben Barış Akarsu'dan dinlediğim bir Barışmanço şarkısı söylecekken bakıp gülen kızlarla sözlü kavgamızı ayırmış herkesi yatıştırmıştı. Acaba böyle insanlar şimdi neredeler? Sanki çoğu bir anda bu gezegenden silindi. Ya da sadece benim çektiğim bir özlem bu .

Cumhuriyet Demek?

Ben derste Galaksileri anlatırken, birileri model çizsinler diye verdiğim kağıda bakın neler karalamış. Küçücük çocuğun gördüğü aydınlığı umarım herkes görür. Ondan izinsiz çektim bu görüntüyü. Görseldeki özgür, mutlu, umutlu ve elbette bilge kız çocuğu kendisi olmalı.

Birbirimize Dokunmak, Çok Ötelerden...

Binlerce kilometre ötelerden birbirimize ışık hızıyla bağlanabiliiyoruz, sevgiyi hissedebiliyoruz. Teşekkür ederim  #Faraday ,  #Maxwell  ve diğer çocuklar... To Halil ''...A wise man once said: "A tree is known by its fruit; a man by his deeds. A good deed is never lost; he who sows courtesy reaps friendship, and he who plants kindness gathers love." You do indeed encompass the spirit of this quote with your thoughtfulness and kindness.''

Bakış Açınızı Değiştirin

John babasıyla geçirdiği o yaz günlerini sıkça aradı.  #JohnHerschel  zaman yolculuğunun yeni bir çehresini keşfedenlerden biriydi. Işığı ve anıları yakalamanın bir yolunu keşfetti. Buna da bir isim verdi, fotoğraf!

Sabit Fikirlerimiz

‪#‎Bisiklet‬ sürerken, sevdiğiniz birisine sarılmak için koşarken ya da otomobil kullanırken ‪#‎Galileo‬ dönüşümlerini kullanırız. Her şeyin ‪#‎göreli‬ olduğu bir evrende biribirimizi anlamamızı zorlaştıran sabit fikirlerimize gerek var mı?

Göreli Hayatlar

Yaşlı bir teyze bana bugün 'gençlik ne güzel, merdivenleri hızlıca iniyorsun' dedi. Kendisi de yukarı çıkıyordu o sırada. Teyzeye baktığımda o da benden aynı hızda uzaklaşıyordu. Göreli de olsa teyzede ciddi bir hıza sahipti yani. Bağıl hızı teyzeye anlatmak istedim ama  ‪#‎Galileo‬  veya  ‪#‎Newton‬  ilgisini çekmez diye düşündüm Not Defteri 07

Bir Yerlerde Keşfedilmeyi Bekleyen Şeyler

Voyager 1 uzay aracıyla haberleşmeyi, paylaştığım bu gönderiyi, mobil cihazlarımızı ve diğer tüm teknolojik aletleri tutkulu insanlara borçluyuz. Belkide en büyük katkıyı yaşadığı toplumun en alt tabakasında bulunan Faraday'a borçluyuz. Keşfetmek kadar yüce bir şey var mı? Beni heyecanlandıran, duygularından şeyler sabah programları değil, kimi ne giydiği ya da saçma magazinel eklerde değil. Beni çoğu kez Fenerbahçe'de heyecanlandırmıyor. İliklerime kadar heyecanlanıp mutlu olduğum şeyler bir yerlerde keşfedilmeyi bekleyen şeyler, Sagan'ın da dediği gibi. :)

Mutlu Eden Yorgunluklar

Bugün Geleceğin Biliminde Uzay Ve Enerji oturumunda "Mikro Evrenlerden Makro Evrene" başlığıyla bir konuşma yaptım. İnsanlara bir kez daha en küçüğe olan yolculuğumuzdan,  #Faraday 'ın düşlerinden  #Maxwell 'in denklemlerinden, #UlugBey 'in yolundan, Lise Meitner'a ilham veren #Einstein 'dan,  #Newton  ve  #EmilieDeCahetele 'den bahsetmek mutlu etti. Elektronlarla olan o küçük hikayemizin bizlere yıllar sonra  #Messenger  ve #Cassini  ile iki güzel hediyesiyle taçlanmasından bahsettim. Kısaca mikro dünyalarda keşfettiklerimizin aslında kozmosta birer hediye olduğunu anlatmaya çalıştım. Emeği geçen yüreği güzel insanlara teşekkürler. Bilimin olduğu yerde genelde yorgun olsam da her zaman mutluyum. Because, it's days of happiness.

Gülümsemek için Zaman Ayır

Not Defteri 04 Problemlere bir ara verip pencereye yaklaşsak, gökyüzüne baksak.  ‪#‎Mars‬  doğup yükseldi bile, nasıl da gülümsüyor. Yakın konumda  ‪#‎Ay‬  ve  ‪#‎Satürn‬  var. Ay biraz yorgun olsa da dönüşünden ve dolanışından bıkmamış.  ‪#‎Jüpiter‬ biraz daha ötede ve yalnız. Ama selam verince alacaktır eminim. Sanki şöyle diyorlar hep birlikte, buradan bakınca her şey bir kaç kadirlik ışık huzmesi sadece. O halde gülümse

Her Şey Bir Biyokimyasal Tepkime Mi?

Not Defteri 03 Bilim bir başka insana karşı duyulan derin sevgiye tamamen biyokimyasal bir olay gözüyle bakıyor. Kesinlikle olaya bilimin gözünden bakmaktan yanayım ama ''seviyorsan git konuş, sen ona aşıksın'' felsefesi kulağa daha hoş geliyor. Her neyse, bu biyokimyasal olaya gerek var mı?  ‪#‎OscarWilde‬  aşk değimiz şeye, karşılıklı yanlış anlama der,  ‪#‎Platon‬ , akıl hastalığı der,  ‪#‎Goethe‬  ise zaman kaybı der. Gerçekten ona  ‪#‎Satürn‬  'den ilham alarak iltifat etmek zaman kaybı mı? Aldatmaca mı her şey!

Mutluluk

Not Defteri 02 Mutluluk nedir? Her şeyin yolunda olması değildir kesinlikle! Yeryüzünde bu sorunun sayısız cevabı olabilir. Ne olmadığı kesin. Ve mutluluk belki de bir anlamda tutkuyla kurduğun düşlerinin peşinden gittiğinde beklemediğin ama bir anda sana sürpriz yapan iyi kötü her şeydir.

Yeni Bir Şeyler Lazım

Not Defteri 01 İçinde bulunduğumuz ruh haline göre müzikler dinliyoruz. Atmosfer değiştikçe müziklerde değişiyor. Ama ya uzun süre benzer müzikler dinliyorsak? Bu oldukça monoton bir hayat yaşadığımız anlamına mı gelir? Yeterince renkli bir şarkı değilse uzun süredir işler yolunda değil demek oluyor bu. Mutlu olduğum zamanlarda, umutlanmak istediğimde ya da hüzünlüysem bir Coldplay müziği var mutlaka. Bu aralar Hipnotize parçasını dinliyorum. Molozlar arasında pas tutuyorum, Bayılmak üzereyim, Yeni bir renk paletine ihtiyacım var, Kendimi bir belada buldum, Olmayacak şeyi düşünerek. Asla bir aziz olmayacağım Diyorum bir kartal gibi süzülürken, Yağmur damlası gibi düşerken, Acıyı terketmeye çalışıyorum, Oh Tekrar ve tekrar... ... Şimdi hip, hipnotize oldum, Evet gözlerine baktığımda geziye çıkıyorum, Oh hip, hipnotize oldum, Evet düştüm ve büyülendim. Dinlemek için tıklayınız.